Tam tarihi bilinmese de milattan önce 4. yüzyılda Çin coğrafyasında yaşadığı düşünülen Lao Tzu, Tao felsefesinin kurucusudur. Tao’nun kelime anlamı yol olarak bilinir. Ancak Tao öğretisi çok daha kapsamlıdır. Tao kurallar çerçevesinde düzenlenmemiştir, o mistik ya da dinsel bir ekolun ötesinde doğudaki psikolojik anlayışın temelini oluşturur. ‘Doğa acele etmez yine de her şeyi başarır’. Öğretinin özü budur insan doğa gibi telaşsız olursa onun gibi her şeyi başarabilir. Tıpkı mevsimlerin birbiri ardına hiç telaş etmeden akması gibi. Akışı doğuran eylemin sükûnetidir sükûneti doğuran ise akışın kendisidir.
Özü benimseme yolunda karşımıza Te ve Wu Wei kavramları çıkar. Te, Tao dan gelen enerjidir. Tao’yu hayatımızın pusulası olarak düşünürsek Te yönleri temsil eder. Yani Tao’yu Te kavramı açıklanabilir kılar. Bu yolda özden doğan kararlar ve hareketler Wu wei olarak adlandırılır. Wu wei kelime anlamı olarak hareketsizlik/ eylemsizlik olarak tercüme edilir. Burada akla ilk gelen anlamıyla tepkisizlik yahut dini boyutta kadercilikten bahsedilmez. Wu wei “akmak” başka bir ifadeyle “çabasız eylem” kavramlarıyla açıklanabilir. Onu uygulanabilir kılmak amacıyla doğayla bütünleşmek olarak açıklayabiliriz. Bu bütünleşme içsel bir davet gibi düşünülebilir.
Doğaya zihnimizin perdeleri ardından bakmak yerine içimize almalı varlığımızın ve özümüzün onunla kaynaşmasına izin vermeliyiz.