Shigeru Ban, 5 Ağustos 1957’de Tokyo, Japonya’da doğmuştur. Erken yaşlardan itibaren sanata ilgi duyma başlayan Ban, Güney Kaliforniya Mimarlık Enstitüsü’nden mezun olmuş ve mimarlık hayatına geleneksel Japon mimarisinden etkilenerek başlamıştır. Kâğıt mimarlığının kullanım alanlarını sorgulamaya başlayan Ban, yenilenebilir malzeme olan karton tüp strüktürlerle çevreye karşı duyarlı strüktür denemeleri yapmıştır. Günlük hayatımızın her noktasında olan kâğıdı mimaride de kullanan Ban, kâğıdı dayanıklı hale getirmek amacıyla su geçirmez verniklerle kaplamıştır. Kâğıt tüp strüktürün hafif olma, kolay taşınma, basit detaylarla çözülmesi ve en temel neden olarak çevreye zararsız, geçici strüktürler oluşturması nedeniyle malzemenin mimaride çağdaş kullanım sürecini başlatmıştır. Yalıtılmış kâğıt tüp sistemlerle geleneksel Japon mimarisini bünyesinde harmanlayan çalışmalarıyla geleneksel ile moderni bir araya getirmiştir. Kâğıt tüp strüktür dışında çevreyle uyumlu ve çevreye saygılı olan yenilenebilir malzemelerden olan; kağıt boru, bambu, prefabrike ahşap gibi malzemeler kullanmaktadır.
‘’Ban, 1985’te mimarlık hayatına başladığı tarihten günümüze kadar ulusal ve uluslararası olmak üzere birçok ödüle layık görülmüştür. Bu ödüller, Ban’ın geleneksel Japon kültüründeki ahşabın kullanımını, kültürü, ekolojiyi, sürdürülebilirliği, insanlığı, toplumsal sorumluluklarını yerine getirdiğinin göstergeleridir. 2014 yılında Pritzker Mimarlık Ödülü‘nün de sahibi olmuştur.’’ (ŞENKEÇECİ Beken, 2019, S.34-35)
Ban, inşa edildiği çevreyle uyumlu yapılar yapabilmek amacıyla kendi kültürü olan Doğu ile sonradan keşfettiği Batının kesişiminden sentezlenen yeni bir strüktür elde etmiştir. Sürdürülebilir olan bu malzemeler birçok kullanıcı açısından ulaşılabilir olduğundan kullanılacak olan bölgenin kültürel kimliğiyle şekillenerek kullanılabilirliğini devam ettirmektedir. Mimarlığın sürdürülebilir olması için bugünkü olanakların, yapılarda yerel ve yenilenebilir malzeme kullanılması gibi koşulların gerçekleştirilmesiyle tasarım yapmayı gerektirmektedir. Hayatla iç içe olan mimarlık, toplumun, kültürün, ekonominin, teknolojinin değişip gelişmesiyle hızla değişip gelişmektedir. Kentlerin hızına yetişemeyen kentlerin kaynakları tükenemeye başladığından mimaride de bir takım çözüm arayışlarını beraberinde getirmektedir. Dünyanın dengesini değiştiren kullanımlar, mimaride yenilenebilir kaynakların ve dönüştürülebilir malzemelerin kullanımını ön plana çıkarmıştır. Ban da tasarımlarının başlangıcından beri insan, insanın doğası ve doğayı önemsemiştir.
Mimarlığın insani sorumluluğu bilincine sahip olan Ban, pasif sistemlerle ileri dönüşüm malzemeler kullanmış; standardizasyon ve prefabrikasyon üretim sistemini izleyerek tasarladığı mekanlar ve mobilyalarla çağdaş mimarlıkta önemli bir yere sahiptir. Ban, birçok farklı kamu ve özel yapılarının dışında farklı kullanımlardaki mekanları ve felaket bölgelerindeki halk için ekonomik ve sürdürülebilir, konforlu mekân tasarımları ile tanınmaktadır.
Shigeru Ban, katliamlar yüzünden göçenler için tasarladığı ‘’Geçici Barınaklar’’ projesi, Türkiye’ de yaptığı ‘Acil Deprem Konutu’ projesi gibi projelerle insani kaygılara bir mimar olarak yaklaşmış ve problemlere tasarım yaklaşımıyla çözümler bulmuştur. Tasarımlarını adeta sosyal sorumluluk projesi olarak ele alan Ban; ucuz, kolay erişilebilir, sağlam ve uyarlanabilir sistemler üretmiştir.
Ban için sürdürülebilirlik, tasarıma sonradan eklemlenemez. Bu sebeple yaptığı yapılarda inşa edildiği çevreye uyumluluğunu ön planda tutmaktadır. Standardizasyon ve prefabrikasyon üretim anlayışını izlemesine rağmen tasarımlarında yapının bulunacağı bölgeye uygun parametreleri gözeten Ban, yapılarını böylece bulunduğu bölgeye göre farklılaştırmaktadır. Mimarinin temel ihtiyaçlarını da gözeterek ‘Kâğıt Tüp Ev-Paper Log House’ örneğinde; Japonya, Türkiye ve Hindistan gibi farklı kültür ve çevreye göre şekillendirmesi görülmektedir. Kağıt tüp strüktür malzeme farklı bölgelerde bölgenin geleneksel yapım tekniklerinden yararlanılarak montaj, malzeme çeşitliliği gibi girdilerin değişmesiyle kullanılmıştır.
Farklı strüktür çözümleriyle mekanları ele alan Shigeru Ban, hem kalıcı hem de geçici yapılarında geliştirdiği teknikleri yorumlamıştır. Ban’ın amacı hiçbir zaman için form yaratmak olmamış, kullanıcıların istekleri doğrultusunda, sorunları çözmek odaklı, temel ihtiyaç olan mimarinin kullanıldığı durumlarda acil durum ya da teknolojik olarak çözümler üretmek olmuştur. Belki de ilk duyulduğunda kullanılmasına şaşırılan, dayanıksız gibi gözüken kâğıdın dezavantajlarını avantaja çevirmiş ve malzemelerin limitlerini deneyimlemiştir. Denemeler süreci gerektirir ve bu da her yapının farklı bir süreçten geçip farklı bir bağlamla ele alındığının göstergesidir.
Shigeru Ban’ın en etkili kullandığı strüktürlerden biri olan kâğıt tüp sistemi, kâğıda deneysel yaklaşımlarının kümülatif bir birikiminin sonucudur. Geleneksel Japon kültürünü de bağlamında eriterek kullanan Ban, Japonya’nın kâğıt yapım tekniklerini çağdaş bir yaklaşımla geliştirmiştir. Böylelikle kâğıt yapılarda taşıyıcı bir sistem olarak da kullanılabilir olmuştur. Kâğıdın kolay ulaşılabilir, ekonomik ve hafif olmasından dolayı deneysel yaklaşımlara kolaylıkla cevap vermiş ve kullanım devamlılığını sağlamıştır. 1980’lerden sonra kâğıdın çağdaş strüktür olarak kullanılmasının öncüsü olan Shigeru Ban, mimarinin yüksek zümreye ait olma algısını kırarak afet sonrası ortaya çıkan geçici konut ihtiyacı için planladığı karton tüp barınaklar ile mimarinin hizmet ve temel ihtiyaç olduğunu tüm dünyaya tekrar hatırlatmıştır. Bu tüp barınaklar işleve yönelik olmakla beraber bulunduğu bölgeyle, doğayla ve insanla uyumludur. Shigeru Ban, çağdaş malzemeleri de yeni yapım tekniklerini doğa, insan ve kültür, sürdürülebilirlik, yerel ve yerele özgü olma gibi kavramlarla tasarımını şekillendirmiştir. Yapılarında hızlı üretim, prefabrikasyon, sökülür takılır sistemler, net açıklıklar, ışık kullanımı ve kullanıcıya esneklik tanıması gibi parametrelere ek olarak uygulama yöresine ait kültürün ruhunu da tasarıma katmıştır.
Doğal kaynakların tükenmesi ve iklim krizi gibi sorunların yüzyılımızın en önemli sorunları arasında olmasındaki baş faktör olan insanlık bu yıkımı yavaşlatmak için ekolojik ve sürdürülebilirlik kavramlarının gerekliliklerine uygun davranmak zorundadır. Ülkemizin yapı stokunun büyük bölümü betonarmeden oluşmakla beraber su tüketimi de aynı oranla artmaktadır. Bu sebeple mimarlık alanında da bu konularla daha çok ilgilenmek gerekmektedir. Dünya kaynaklarının bir gün tükeneceğini gerçeğini göz ardı etmeyerek mimarlar, tasarım yaklaşımlarını bu doğrultuda doğal ve sürdürülebilir olanla değiştirmek zorundadırlar. Shigeru Ban çalışmalarında değindiği gibi geri dönüştürülüp tekrar kullanılabilen malzemeler seçmek, bu sistemlerin kolay ulaşılabilir olmalarını sağlamak, kolay birleşim detayları yaratmak gibi girdilerle ekolojik ve sürdürülebilirlik anlamında mimarlık alanında adımların süreklilik sağlanabilir.
KAYNAKÇA
- Beken ŞENKEÇECİ, MİMARLIK VE KÜLTÜR: BİR TASARIM STRATEJİSİ OLARAK SHIGERU BAN, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019
- Büşra TÜTÜNCÜ, Mehmet Selim ÖKTEN, Taşıyıcı Karton Tüp Sistemler ve Shigeru Ban Mimarlığı, Mimarlık ve Yaşam Dergisi Journal of Architecture and Life, 2021